Benim bir türlü kurtulamadığım hayallerim vardır: En tepesindeyken rüzgârın ve en hızlısıyken yağmurun; birden, sinek vızıltılarıyla kaybolmuş bir bataklığın kenarında bitiveren. Bir akrep gibi kıvrılıp acıyla, soksam kendimi diye düşünürüm. Ardından, yağmur bir kez daha yıkasa caddeleri. Dilimi, dişimi ve etlerimi bir kez daha yıkasam ve sakınmadan yürüyebileceğim ilk duvar dibinde, elimde kalan son meşaleyi de yaksam. ‘Bir kuşun yarası’ kadar derin yaramı son bir öpüşle dağlayıp, dağlı çiçeklerle örülü bir bahçenin kenarında dursam diye, hayaller kurarım.