“Yorgunum, tek istediğim yüzümü kucağına koymak, ellerini başımın üzerinde hissetmek ve sonsuza kadar öyle kalmak.”
Franz Kafka, Milena Jesenská ile bir arkadaş ortamında tanışır. İlişkileri, Milena’nın onun öykülerini Çekçeye çevirmesiyle başlayıp zamanla bir aşka dönüşür. Milena’nın, “Giyinik insanlar arasında çıplak biri” diye tanımladığı Kafka, sadece bu aykırı kadına yazdığı mektuplarda kendini ifşa eder. Kafka’nın tutkulu aşkının ürünü olan Milena’ya Mektuplar, çaresizlikle, endişe ve korkularla sarmalanmış bir yazarın itiraflarıdır aynı zamanda.