Bir milletin "İstiklal Marşı"nı yazmak kolay iş değildir. Milletin dertleriyle dertlenmeyen, acılarını yaşamayan, sevinçlerini paylaşmayan ve millet adına olup biten her şeyi benliğinde yaşatmayan, damarlarında dolaştırmayan insan, en büyük şair de olsa bunu başaramaz.
Mehmet Akif Ersoy işte bu büyük işi başarmıştır. O da her insan gibi çocukluk, gençlik ve olgunluk çağlarını yaşadı. Ancak ne var ki yaşadığı dönem acılarla, kederlerle doluydu. Osmanlı İmparatorluğu`nun çöküşüne, üç kıta üstüne yayılan topraklarının bir bir elden çıkışına ve bu yıkıntı içinden genç, dinamik bir filizin yeşermesine şahit oldu.
Her dönemde de şiirleriyle, cami kürsülerinde ve meydanlardaki konuşmalarıyla, sohbetleriyle milleti uyardı, milli birlik ve beraberliğin sağlanması için elinden geleni yaptı.
Çanakkale Destanı`nı, Kurtuluş Savaşı öncesi yaşanan acılı günleri en iyi o dile getirdi.
Elbette Türk milleti`nin İstiklal Marşı`nı da en iyi o yazabilirdi ve öyle de oldu.