Başlangıçta demiryolu çocukları değillerdi. Ana babalarıyla Londra’da yaşıyorlardı. Üç kardeştiler. Roberta, ona Bobbie derlerdi ve en büyükleriydi. Ardından ortancaları Peter geliyordu, büyüyünce mühendis olmak istiyordu. En küçükleriyse Phyllis idi, hep iyi olmaya çaba gösterirdi. Anneleri her zaman evde, onlara bir şeyler okumaya ya da onlarla oyun oynamaya hazırdı. Ayrıca öyküler yazar, çay saatinden sonra onlara okurdu. Bu üç talihli çocuğun her şeyleri vardı. Güzel giysiler, sıcak bir yuva ve bir sürü oyuncak. Üstelik asla sinirlenmeyen ve her zaman onlarla oynamaya hazır olan bir babaları da vardı. Çok mutluydular. Ancak, Londra’daki yaşamları sona erip de çok farklı bir yaşam sürmeye mecbur kalıncaya dek bunun farkında değillerdi. Korkunç değişim bir anda çıkageldi.