Gorki'nin ölümsüz eseri hakkında genel olarak hep şunlar yazıldı: ''Ana, toplumcu gerçekçi edebiyat türünün en önemli örneklerinden biridir...'' Kısaca bu cümle doğrudur ama Ana'da bundan fazlası vardır elbette.
Sıradan bir işçi olan Pavel'in, yine sıradan bir kadın olan annesi Palageya'nın değişimini anlatır. Elbette bu anlatımda dönemin toplum yapısını ve çatışmalarını da görürüz.
TDK sözlüğü devrimci kelimesi için şöyle diyor: (isim) Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik yapan kimse.
Bir asır önce yazılanlar bugün de aynen geçerli değil mi? Önümüzde hep iki yol var; devrimci olmak ya da olmamak! Hangi gerçek değişim inanmadan, çalışmadan yapılabilir ki?